10 Ocak 2014 Cuma

Dipnotlar

[1*] Marx'ın Misère le la philosophie'si, Bruxelles et Paris 1847. [Engels'in notu.] [Bkz: Karl Marx, Felsefenin Sefaleti, Sol Yayınları, Ankara 1975. -Ed.]  

[2*] A. Mülberger. -Ed.  

[3*] A. Mülberger. -Ed.  

[4*] En yüksek. -ç.  

[5*] Konut sorununun işçiyi kendi "evine" bağlayarak çözme yolunun nasıl kendiliğinden büyük ya da hızla büyüyen Amerikan kentlerinin yakınlarında doğduğu Eleanor Marx-Avaling'in Indianapolis'ten, 28 Kasım 1886 tarihli bir mektubundaki aşağıdaki pasajlarda görülmektedir: "Kansas City'de, ya da yakınında, herbiri yaklaşık olarak üç oda içeren, hâlâ çölde bulunan bazı sefil, küçük tahta kulübeler gördük; arsa bedeli 600 dolardı ve ancak o küçük evin büyüklüğündeydi; kulübenin bedeli de bir ikinci 600 dolardı, yani birlikte, kentten bir saat uzaklıkta, çamurlu bir çöl içindeki o küçük sefil şey için 4.800 mark." Bu yolla işçilerin bu meskenleri almak için dahi ağır ipotek borçları altına girmeleri gerekmekte ve böylece işverenlerin açıkça kölesi haline gelmektedirler. Evlerine bağlıdırlar, uzaklaşamazlar, ve kendilerine sunulan çalışma koşulları ne olursa olsun tahammül etmek zorundadırlar. [1887 baskısına Engels'in notu.]  

[6*] Mietzins: (sözcük anlamı) kira faizi. -ç.  

[7*] Ve bu bile, sonunda sadece bir işçi sınıfı sömürü mahalli olmuştur. (Bkz: Socialiste, Paris 1886.[261]) [1887 baskısına Engels'in notu.]  

[8*] Bu bakımdan da İngiliz kapitalistleri çok önceden Herr Sax'ın en üstün amaçlarının tümünü yalnızca gerçekleştirmemiş, ama çok aşmışlardır da. 14 Ekim 1872 Pazartesi günü Morpeth'de parlamenter seçmen listelerini saptayacak mahkeme, adlarını parlamenter seçmenler listesine kaydettirmek için 2.000 madenci adına verilen bir dilekçeyi hükme bağlamak zorunda kalmıştı. Bu maden işçilerinin büyük çoğunluğu, çalıştıkları madende yürürlükte olan kurallara göre, yaşadıkları konutların geçici sahipleri değil, bu konutlarda izinli olarak oturan kişiler oldukları ve uyarıda bulunmaksızın her an evlerinden atılabilecekleri açıklanmıştır. (Maden sahibi ve ev sahibi, doğal olarak, tek ve aynı kişiydi.) Yargıç bu insanların geçici sahip değil, uşak olduklarına, ve böylece seçmen kütüğüne kaydedilemeyeceklerine karar verdi. (Daily News,[199] 15 Ekim 1872.) [Engels'in notu.]  

[9*] Bu yapım şirketleri ve özellikle Londra Yapım Şirketlerinin nasıl yönetildiği konusunda burada küçük bir katkıda bulunalım. Bilindiği üzere Londra'nın üzerinde kurulduğu arazinin hemen hemen tümü, en önde gelenleri Westminster Dükü, Bedford Dükü, Portland Dükü vb. gibi, bir düzine aristokrata aittir. Bunlar ilk başta ayrı ayrı yapım alanlarını doksandokuz yıl süre ile kiraladılar ve bu sürenin sonunda da, üzerlerindeki her şey ile birlikte bu arazilerin zilyetliğini ele geçirdiler. Daha sonra evleri, daha kısa sürelerle, örneğin otuzdokuz yıl gibi kiracıyı evi iyi bir şekilde onarmak ve bu şekliyle korumak zorunda bırakan sözde onarım sözleşmeleriyle kiraya verildiler. Sözleşme bu şekliyle işlemeye başlar başlamaz da, ev sahibi evi incelemek ve gerekli onarımları saptamak üzere mimarını ve bölge kadastro memurunu göndermektedir. Çoğu zaman bu onarımlar çok büyük-ölçekli olabilir ve bütün ön cephenin ve çatının vb. yenilenmesini kapsayabilir. Bu durumda kiracı sözleşmesini pey akçesi olarak bir yapım şirketine yatırır ve bu şirketten masrafı kendisine ait onarımlar için gerekli parayı —130-150 sterlin arası yıllık kiralar için 1.000 sterlin ya da daha fazlasına kadar yiikselebilir— borç alırlar. Bu yapım şirketleri böylece, toprak sahibi aristokratlara ait olan Londra evlerinin devamlı yenilenmesini ve içinde yaşanır durumda korunmasını, aristokratlara hiç sıkıntı vermeden ve halkın sırtından güvence altına almayı amaçlayan bu sistem içinde önemli bir ara halka clmuşlardır. Ve bu da güya konut sorununun işçiler için çözümlenmesidir. [1877 baskısına Engels'in notu.]  

[10*] Dalaverecilik, kamu yetkilerinin, yetkilinin kişisel ya da kendi ailesinin çıkarına kullanmasıdır. Eğer, örneğin, bir ülkenin devlet-telgraf "idaresinin" müdürü bir kâğıt fabrikasının sessiz bir ortağı olursa, kendi ormanlarından bu fabrikaya kereste sağlar, ve ardından bu fabrikaya telgraf idaresine kâğıt ikmal siparişi verirse dalaverecilik ilkesinin tam bir anlayışını gösterdiği kadarı ile, bu gerçekten küçük, ama oldukça sevimli bir "iştir" nasıl olsa bunlar Bismarck günlerinde olağandı ve beklenirdi. [Engels'in notu.]  

[11*] Londra yapım yetkililerine, yeni sokak yapımı amacı ile istimlak hakkı veren son İngiliz parlamentosu kararında böylece evlerinden çıkarılan işçiler bir ölçüde dikkate alınmaktadır. Yapılacak yeni binaların nüfusun önceden orada yaşayan sınıflarını barındırmaya elverişli olması hükmü getirilmiştir. Dolayısıyla en az değerli yerlerde işçiler için 5 ya da 6 katlı kiralık apartmanlar dikilmiş ve bu yolla yasalara uyum sağlanmıştır. Bu düzenlemenin nasıl işleyeceğini bekleyip görmek gerekir. Çünkü işçiler buna oldukça yabancıdırlar. Ve Londra'da eski koşulların ortasında bu binalar, tamamıyla yabancı bir gelişmeyi temsil etmektedir. Oysa, en iyi olasılıkla yapım faaliyetleri ile gerçekte evlerinden çıkarılan işcilerin ancak bir çeyreğine yeni konut sağlayacaklardır. [1887 baskısına Engels'in notu.]  

[12*] Günümüzde bile, 1866'da eski Prusya devletini ve onun temelini, yani koruyucu gümrük vergileriyle mühürlenen büyük toprak mülkiyeti ve sınai sermaye ittifakını, birarada tutan, 1872'den bu yana sayıca ve sınıf bilinci açısından muazzam bir gelişme gösteren, proletarya korkusudur. [1887 baskısına Engels'in notu.]  

[13*] Bkz: K. Marx and F. Engels, On Britain, s. 94. -Ed.  

[14*] Bkz: Bu cildin 364-386. sayfaları. -Ed.  

[15*] Ekonomik güçler. -ç.  

[16*] Toplumsal tasfiye. -ç.  

[17*] Ekonomik güçlerin örgütlenmesi. -ç.  

[18*] Engels, bu bildiriyi "Programm der blanquistischen Komunne Flüchtlinse" ("Blankici Komün Göçmenleri Programı"), Internationels aus dem, Volksstaat, s. 40-46, Berlin 1894 adlı makalesinde incelemiştir. -Ed.  

[19*] Bkz: Seçme Yapıtlar, 1, s. 142-145, 153-155. -Ed.  

[20*] Bkz: Bu cildin 260-276. sayfaları. -Ed.  

[21*] Bkz: Bu cildin 366-367. sayfalan. -Ed.  

[22*] P. J. Proudhon, Idée générale de la révolution du XIX siécle, Paris 1868. -Ed.  

[23*] Proudhon'un Systéme des contradictions économiques ou philosophie de misére'ine atıf yapılmaktadır. -Ed.  

[24*] P. J. Proudhon, De Ja Justice dans la révolution et dans l'église, t. 1-3, Paris 1858, -Ed.  

[25*] P. J. Proudhon, La guerre et la paix, t. 1-2, Paris 1869. -Ed.  

[26*] Bräsig Amca, Alman burjuva mizahcısı ve romancısı Fritz Reuter'in yapıtlarında yer alan bir komik karakter. -Ed.  

[27*] Yoksulluk. -ç.  

[28*] Oksijen keşfedilmeden önce kimyacılar maddenin hava içinde yanmasını, yanma sırasında uçan bir özel yanıcı maddenin, filojistonun, varlığını varsayarak açıklıyorlardı. Yanıcı basit maddelerin yandıktan sonra öncekine kıyasla daha ağırlaştığını keşfettikleri için, filojistonun negatif bir ağırlığı olduğunu, öyle ki, filojiston olmayan bir maddenin, olan bir maddeden daha ağır olduğunu açıkladılar. Bu yolla oksijenin bütün ana özellikleri giderek filojistona, ama bütünüyle tersyüz edilmiş bir biçimde, atfedilmektedir. Bu varsayım, yanmayı, yanıcı bir maddeyle başka bir maddenin, oksijenin, birleşiminin oluşturduğunun keşfedilmesi ve oksijenin keşfedilmesi ile, ama ancak yaşlı kimyacıların uzun direnişlerinden sonra, ortadan kaldırılmıştır. [Engels'in notu.]  

[29*] Goethe, Faust, Kısım I,. sahne 6 ("Hexenküche") (kısaltılmış). -Ed.  

[30*] Friedrich Engels, The Condition of the Working Class in England. -Ed.  

[31*] Bkz: Bu cildin 366-367. sayfaları. -Ed. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.